BASINA ve KAMUOYUNA
Değerli Basın Mensupları Hepiniz hoş geldiniz.Bugün Urfa Barosu ve burada bulunan Urfalılar ile bazı Urfalı Sivil Toplum Kuruluşlarının Temsilcileri olarak tam 57 yıl önce bugün, Merhum Said-î NURSÎ'nin az ötemizde bulunan Mevlid-i Halil (Dergah) Camisinin avlusundaki Mezarının parçalanarak Naaş’ının kaçırılması olayını protesto etmek amacıyla toplanmış bulunuyoruz. Bilindiği üzere Merhum Said-i NURSÎ 23 Mart 1960‘ta Urfa’da Vefat etmiş, ertesi günü yukarıda belirtilen yerdeki Mezarına defnedilmiştir. Merhum Said-î NURSÎ'nin Vefatından önceki son 35 yılında dirisine tahammül edemeyip mutlak tecride maruz bırakanlar, Türkiye'de ve Belki Dünyada eşi benzeri görülmemiş büyük bir İnsanlık Suçu işleyerek Ölüsüne bile tahammül edememiş ve Mezarını parçalamak suretiyle, Naaş’ını defninden 111 gün sonra yani 12 Temmuz 1960’ta hırsızlayıp ortadan kaybederek Toplumdan ve Kamuoyundan yine mutlak bir şekilde tecrit etmiştir. Bu tecritten maksat Said-î NURSÎ’yi hafızalardan silmektir. Cenevre Sözleşmesi Ek-1 no’lu Protokolü savaşta bile düşman cesetlerini kaybetmeyi İnsanlık Suçu sayarken savaş hali olmayan bir zamanda Ulusal ve Uluslararası Kamuoyunca tanınan birinin Mezarını parçalayarak Naaş’ını kaçırmak elbette ve kesin bir surette büyük bir İnsanlık Suçudur. Bu menfur olayın 2. Bir örneği Türkiye’de yoktur. Zira bu menhus olayda Merhum Said-î NURSÎ’nin Mezar yeri bellidir; fakat Naaş’ı eski dilde nebbaşlık diye tabir edilen mezar soygunculuğu yapılarak çalınmıştır. Bilindiği üzere İnsanlığa karşı işlenen suçlarda da zaman aşımı yoktur.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun Baroların Kuruluş ve Görevlerini düzenleyen 76/1 ve Baro Yönetim Kurullarının Görevlerini düzenleyen 95/21 fıkraları gereği Hukukun Üstünlüğünü, İnsan Haklarını Savunmak ve Korumak, Baroların temel görevleri arasındadır. Biz Merhum Said-î NURSÎ'nin çalınan ve gasp edilen Naaş’ının yerinin tespiti ile 24 Mart 1960 Tarihinde defnedildiği Mezarına iadesini tamamen Hukuki, Vicdani ve İnsani Saiklerle ilgili Makamlardan talep ediyoruz.
Yine bu emsalsiz İnsanlık Suçunu işleyen faillerin tespit edilip Yargı önüne çıkarılmasını, Kamu Vicdanı adına bekliyor ve talep ediyoruz. Çünkü bu olayın üzerinden 57 yıl geçmesine rağmen, hala Vicdan Sahibi her İnsanı muzdarip ettiği bilinmektedir. Urfa Barosu olarak yukarıda bahsedilen Kanunun belirtilen maddelerine istinaden, bu olayla ilgili Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Adli ve İdari yönden gerekli başvuruları yapacağımızı ve bu konunun bütün boyutlarıyla aydınlatılıncaya kadar takipçisi olacağımızı sizin aracılığınızla Kamuoyuna duyurmak istiyoruz. 12/07/2017
Ş.URFA BAROSU BAŞKANLIĞI